Seyid Ali Gaemmagami
Amerika liderliğindeki batılı sömürgeci güçler ve Fars Körfezi işbirliği konseyi üyesi Arap rejimlerinin Suriye'deki tekfirci terör örgütleriyle yıkıcı ve yağmacı çeteleri desteklemelerine karşı Suriye ordusu ve halk direniş komiteleri bir çok bölgede bu aldatılmış ve cahil gençlerden oluşan selefi Vahhabi çetelerini etkisiz hale getirmektedirler. Son günlerde terörist gruplar ablukaya alınmış bulunuyorlar. Amerika ile Irkçı İsrail ise Suriye'deki bu çetelere silah ulaştırmaktadır. Suriye ile Lübnan Sularına yakın bölgede Amerika ile Siyonist rejim roketleri ve füzeleri, terör eylemlerinde kullanılacak silahları ve patlayıcı maddeler taşıyan bir geminin de ele geçirilmesi, bu gerçeği ispatladı. Lübnan Hizbullah'ı genel sekreteri Seyid Hasan Nasrullah ise bu gerçeklerden yola çıkarak Aşura günü milyonlarca Lübnanlıya yaptığı konuşmada, İran İslam cumhuriyetiyle Suriye halkı ve hükümetinin iki müttefik olarak asla Hizbullah'ı yalnız bırakmayacaklarını söyledi. Nasrullah, soykırımcı İsrail rejiminin defalarca Lübnan'a saldırıp, işgal sürecini başlatıp, savaş çıkardığını, 1982 yılında hezimete uğratıldığını, saldırırsa yine ağır bir yenilgiyle karşılaşacağını söyledi. Seyid Hasan Nasrullah ayrıca, bazı Arap ülkeleri rejimlerinin en tehlikeli seçenek olarak Irkçı İsrail rejiminin yanında yer aldıklarını, Suriye'de yıkım ve akan kanın durmasını sağlayacak siyasi çözüm yolunu reddettiklerini, İran ile Batılı ülkeler arasındaki barışçı müzakerelere de sert bir muhalefet gösterdiklerini, fakat barış ve siyasi çözüm seçeneğinin yerine geçecek seçeneğin bölgede ve Fars Körfezinde kanlı bir savaş olacağı uyarısında bulundu. Nasrullah Arap milletlerinin, özellikle Fars Körfezi işbirliği konseyine üye ülkelerin barış ve siyasi çözümden başka bir çıkış yolu bulunmadığının bilincinde olmaları gerektiğini belirtti. Lübnan Hizbullah'ı genel sekreteri, Siyonist rejim başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Amerika ve NATO'yu İran İslam Cumhuriyetine karşı savaş açmaya çağırdığını, bu yoldan bölgesel tek bir güç olmak istediğini belirtip, Amerika'nın akıllandığı için savaş istemediği yaklaşımının doğru olmadığını, sadece ekonomik kriz yaşadığı için savaş başlatma gücüne sahip olmadığını söyledi
.
Soykırımcı İsrail rejiminin bütün Lübnanlıları dinlemeye aldığını, sadece Hizbullah ile İslami Milli direnişle yetinmediğini, buna karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtip, Lübnan hükümetince Akdeniz'deki "Lübnan Münhasır ekonomik bölge"sindeki petrol ve Doğal Gaz yataklarıyla milli menfaatlerini bağımsız bir şekilde kullanma hakkının sağlanması gerektiğini, Hizbullah'ın Siyonist rejimin dinleme girişimlerine misilleme yapma gücüne sahip olduğunu vurguladı.
Amerika dış işleri bakanı John Kerry'nin Arabistan ziyaretinde Suudi rejimiyle yaptığı görüşmede, Hizbullah'ın Lübnan geleceğini belirlemesine izin verilmemesi gerektiğine ilişkin sözlerine değinen Nasrullah, Lübnanlıların ihtilaflarını bir kenara bırakıp, Lübnan kaderinin Amerika tarafından belirlenmesine izin vermemeleri gerektiğini söyledi. Seyid Hasan Nasrullah Amerika ve soykırımcı İsrail rejiminin 1982 yılından beri Hizbullah'ı yok edemediklerini, sömürgeci ve sultacı güçlerin 1996 yılında Hizbullah'ı Şermüşşeyh toplantısında terörizmle suçladıklarını, 2000 yılında saldırıya geçtiklerini, 2006 yılında Siyonist rejimin Lübnan'ı işgal sürecini başlattığını, fakat Allah'ın iradesiyle büyük bir hezimete uğratıldıklarını, bunun üzerine Amerika'nın Büyük Ortadoğu Planının da suya düştüğünü kaydetti. Lübnan İslami direniş hareketi Hizbullah'ın bütün Lübnanlı gruplarla birleşmek istediğini, fakat Suudi rejiminin Lübnan'da yeni hükümetin kurulmasını engelleme komplosunu sürdürdüğünü, bölgeye savaş dayatmak isteyenlerin bundan büyük bir endişe duymaları gerektiğini, İran ile Batılı ülkeler arasında anlaşmanın sağlanmasının bütün bölge ülkeleri lehine olacağını, Hizbullah'ın da ülke içiyle bölgede ve uluslar arası alanda daha bir güç kazanacağını, bir çok nedenden ötürü Hizbullah'ın Suriye'yi asla yalnız bırakmayacağını sözlerine ekledi. 004/011
Yeni yorum ekle