Hz. Zeynep Fedaisi: "Hz. Zeynep bir daha namertlerin esiri olmayacak"
Hz. Zeynep Fedaisi: "Hz. Zeynep bir daha namertlerin esiri olmayacak"
İki yılı aşkındır Suriye bir fitne girişimi ile karşı karşıyadır. Bu fitne her ne kadar iç fitne olarak adlandırılsa da bunun önemli bir bölümü yabancı kaynaklıdır. Şöyle ki, silahlı terörist örgütler, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar, Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve diğer ülkeler tarafından destek görmektedir. Suriye'de şu an farklı bir durum söz konusudur; son zamanlar da tekfirci silahlı gruplar farklı bir pozisyona sahiptirler. Teröristlerdeki bu değişimin nedenlerinden biri de Hz. Zeyneb'in (s.a) türbesini koruyan tugayların tekfirci gruplara karşı koymasıdır. Bu doğrultuda mashreghnews'in Hz. Zeyneb'in (s.a) türbesini koruyan tugaylardan birinin komutanı "Ebul Huda" ile gerçekleştirmiş olduğu özel röportajı ABNA Haber Ajansı okurlarının ilgisine sunuyoruz.
İlk olarak kendiniz ve Suriye'deki durum hakkında bilgi vermenizi rica ediyoruz.
Bismillahirrahmanirrahim
.. اُذنَ للّذینَ یُقاتِلونَ بأنّهم ظُلِمُوا وَ انّ اللهَ علی نصرِهِم لَقَدیر. صدق الله العلی العظیم
Ben kardeşiniz "Samir er-Rumani" ve künyem "Ebul Mehdi"dir. Okumuş olduğum ayetin manası şundan ibarettir: Allah (c.c) zalimlere karşı cihat izni vermiştir. Yani herkes kendisini koruyabilir.
Bizler Suriye'de emniyet içerisinde kardeşçe yaşamımızı sürdürmekteydik, içerimizde farklı dinlere ve mezheplere mensup kesimlerden insanlar da vardı, buna rağmen hepimiz eşit şekilde vatandaşlık haklarından yararlanmakta idik. Herkes birbirinin hakkına riayet ediyor, kutsal değerlere saygı gösteriliyor ve hiç kimse başkalarına hakaret etmiyordu.
İnsanlar kesinlikle birbirlerini tekfir etmiyorlardı, herkes devletin çatısı altında beraber yaşamaktalardı.
Bildiğiniz gibi, Suriye'deki kriz üçüncü ayda başlamıştır. Başlangıçta krizin nedeni belli değildi. Daha sonra düzenlenen protestolarda reform çağrısında bulunuldu. Fazla vakit geçmeden kriz barış çizgisinden çıkarak başka bir mahiyet kazandı. Öyle ki, bazı ülkeler krizi yönetmeye yeltendiler.
Bu krizin amacı Suriye'yi yıkmaktır. Ayrıca selefi-vahabi şeyhlerin verdikleri fetvalarda kriz ateşinin iyice alevlenmesine neden olmuştur; bu fetvalar insanları savaşa ve kan dökmeye teşvik etmektedir. Hatta bazılarının tekfirci olmasının asıl sebebi de budur. Mesela; tekfirciler, halktan Şiaların mukaddesatlarına hakaret etmelerini, evlerimizi yağmalamalarını ve çocuklarımıza tecavüz etmelerini istemektedirler.
Ve şimdi yine tekfirciler, "Şialara saldırın, başlarını kesin ve eşlerini esir olarak götürün" şeklinde fetvalar vermektedirler.
Bunlardan yola çıkarak, bu krizdeki asıl hedefin İslami değerleri yok etmek olduğunu anlamış olduk. Çünkü bu krizle beraber toplumun bölünmesi, cami ve diğer kutsal mekânların yıkılması ve Şia'nın kanının dökülmesi talimatları da baş göstermiştir.
İşte ben bütün bu olanlardan sonra Hz. Zeyneb'in (s.a) fedailerinin saflarına karışarak, hedefi dinini, inancını ve mukaddesatları korumak olan mücahitlerle savaş arkadaşı oldum. Allah'a tevekkül ederek kanımızın son damlasına kadar bu mukaddes mekânı koruyacağız.
Yaklaşık iki yıldır yeni teknolojiler ve gelişmiş savaş teknikleri ile tanışmış olduk. Ve şimdi Hz. Ebulfazl-il Abbas Tugayında hizmet etmekteyim.
Aileniz şu anda nerededir?
- Ailem, Seyyide Zeynep bölgesinde yaşamaktadır. Ve burada da kalacaklardır; eşim, oğullarım Haydar, Cafer ve kızım Havra normal şekilde burada ikamet etmekteler.
Bu geçen süreyi nasıl geride bıraktınız ve aileniz ile iletişim halinde miydiniz?
- Tugayda faaliyete başladıktan beri çoğunlukla evden ve aileden uzaktım. Şimdi ise, Demeşk'in etrafındaki bölgelerden birinde faaliyet göstermekteyim.
Hz. Zeyneb'in (s.a) koruyucu tugaylarına katılmadan önce ne işle meşguldünüz?
- Bu tugaylara katılmadan önce Demeşk'teki okullardan birinde arapça dersi veriyordum. Fakat şimdi buradayım. Zira millet ve namusumu korumaktayım, Allah'ın izni ile de galip geleceğiz.
Tekfirciler, kendilerine ait cahilce fikirleri halkın arasında uygulamayı planlamaktalar. Onlar, okulları yıkıp, çocukları kaçırarak kendi fikirlerini yaymak istiyorlar.
Şimdi tekfirciler, İslam'la uzaktan yakından alakası olmayan, kendilerine özgü yöntemlerle çocukları yetiştirmekteler; onlar gerçek İslam'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Ancak biz Yüce Allah'a olan inancımız ve umudumuzla düşmana engel olacak ve en sonunda da galip geleceğiz.
Tugaydaki arkadaşlarınızın eğitim düzeyi hangi aşamadadır?
- Mübarek türbenin koruyucu tugayındaki güvenlik güçleri cesur ve gayretli gençlerden oluşmaktadır. Çoğunlukla eğitimli ve bir kısmıda henüz eğitimlerini tamamlamamışlardır. Onlar, herkese farz olan kendi inanç ve dini mukaddesatları korumak için buraya gelmişlerdir.
Yazmış olduğunuz vasiyetnamenizin içeriğinden biraz bahseder misiniz?
- Benim vasiyetnamem şundan ibarettir: "Kanım ve canım Hz. Zeyneb'e (s.a) feda olsun; Allah'tan isteğim şudur ki, Harem-i Mutahhar'ı düşmanların şerrinden korusun. Ve bütün genç, yetişkin ve Şialardan kanlarının son damlalarına kadar inançlarını korumalarını istiyoruz. Kısacası, Hz. Seyyidü'ş Şüheda'nın (a.s) yolunu takip etmelerini istiyorum.
Sizce Cenevre -2, İran olmadan başarı elde edebilir mi?
İran'ın Cenevre -2 de olmaması anlamsızdır. Zira herkes Suriye halkının asıl destekçisinin İran olduğunu iyi bilmektedir. Dolayısıyla bu ülkenin temsilcileri olmadan Cenevre -2 anlamsız ve başarısız olacaktır.
Son olarak bize söylemek istediğiniz bir şey varsa sizi dinliyoruz.
- Bu fırsatı bana verdiğiniz için size teşekkür ederim. Sizden başarıya ulaşmamız için dua istiyorum, bunun da çok yakın olduğunu Allah'tan ümit ediyorum.
Herkes bir şekilde kendi inancını savunmaktadır. Dolayısı ile siz de hakikatleri yayarak, Suriye halkının mazlumluğunu genele duyurabilirsiniz. Ve bunun kendisi de Cihat'tan az değildir.
Biz şöyle bir ahitte bulunmuşuz: Allah'a yemin ederiz ki, artık Hz. Zeynep (s.a) namertlerin esiri olmayacaktır, kalplerimizde şehadet aşkı oldukça Hz. Abbas (a.s) gibi size canımızı feda etmeye hazırız.
ABNA.İR
Yeni yorum ekle