Mehdevi hükümette insan kerameti

İmam Mehdi (sa) hükümetinde insan gerçek kerametine kavuşur. Bu keramet beşerin maneviyatına ve yüce kemalatına dayalıdır ve İmam Mehdi (sa) adeta şefkatli bir baba misali tüm insanları bu kerametten yararlandırır. İmam Mehdi (sa) ahlaki mekarimi tamamlar, başkalarına saygısızlık ve hakaret edilmesini engeller, kullara yeni bir hayat kazandırır, hakkı inşa ve batılı yok eder. Adalet baharı tebessüm ediyor. Samerra sokaklarında Şaban ayının hoş kokusu her tarafı sarıyor. Başta başa nur saçan Mehdi’nin beşiği elden ele dolaşıyor ve tüm insanlar tek yürek haykırıyor: Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları (mukaddes topraklara) vâris kılmak istiyorduk. Değerli dinleyiciler, bugün beşeriyetin vaat edilen kurtarıcısı Hz. Hüccet Bin Hasan El Mehdi, İmam Zaman’ın (sa) kutlu veladet gününün yıldönümüdür. O hazret Şaban ayının ortasında kameri 255 yılında, Samerra kentinde dünyaya geldi. O hazret İslam peygamberinin (sav) adaşıdır. Babası Hz. İmam Hasan Asgeri (sa) ve annesi Nercis’tir. İslam rivayetlerinde ve kutsal semavi kitaplarda belirtildiği üzere Hz. Mehdi (sa) ahir zamanda zuhur ediyor ve ilahi tüm vaatleri yerine getiriyor. İmam Mehdi (sa) zalimlerin hükümetine son veriyor ve yüce Allah’ın emri üzerine dünyanın yönetimini üstleniyor. İmam Mehdi (sa) hükümetinde dünyada adaletin sağlanacağı ve insanların gerçek keramete kavuşacağı belirtiliyor. Değerli dostlar bu kutlu veladet dolaysıyla sevincimizi sizlerle paylaşırken, İmam Mehdi (sa) döneminde insan kerametinin önemi ile ilgili hazırladığımız sohbetimizi sunuyoruz sizlere. Birlikte dinleyelim. İnsanoğlu eşrefi mahluka ve ilahi izzet ve keramet sahibi olan tek mahluktur. Yüce Allah insanı yeryüzündeki halefi olarak belirlemiş ve makamını ve kerametini hatta meleklerden üstün tutmuş ve meleklere insan makamına secde etmelerini emretmişti. Keramet, sözcü itibarı ile şeref ve şerefli olmaktır. Keramet ve şeref insan zatının bir parçasıdır. Kur'an-ı Kerim’in bazı ayetlerinde insanların kerametinden ve başka mahluklara göre üstünlüğünden söz edilmiştir. Nitekim Isra suresinin 70. Ayetinde şöyle okumaklayız: Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık Kur'an-ı Kerim’in diğer bazı ayetlerinde de göklerde ve yeryüzünde ne varsa insanlar için yaratıldığı belirtilmiştir ki bu da başlı başına insanların kerameti, şerefi ve başka mahluklara nazaran üstünlüğü işaretidir. Gerçekte bu keramet de yüce Allah’a itaat etme yüzündendir. İnsanlar yüce Allah’a itaat ederek ruhi açıdan yücelir ve her türlü kötülükten ve alçaklıktan temizlenir ve Hak teala civarında pak ve ebedi yaşamdan ibaret olan hakiki saadete kavuşur. Uluslararası insan hakları bildirgesinin başında insanların kerametine ve zati haysiyetine vurgu yapılmasına karşın maalesef bu alanda hiç bir ciddi girişimde bulunulmamış ve hatta insanlar gerçek kerametinden uzaklaşmıştır. Dolaysıyla insani kerameti yeniden ihya etmek için köklü ve büyük değişimlerin gerçekleşmesi şarttır. Bugün dünyanın her yerinde ve tüm kavimler ve mezhepler arasında insanların gerçek kerametine ihya edecek bir kurtarıcı beklenmektedir. İslam dininde bu kurtarıcı Allah resulünün (sav) pak torunu Hüccet Bin Hasan Asgeri’dir. O, gerçek kerameti yeniden ihya etmek ve adalet ve güvenliği sağlamak üzere zuhur edecek ve sosyal ilişkilerden büyük bir inkılap gerçekleştirecektir. Bu zuhur ile birlikte insanların kemale ermeleri yolunda tüm engeller ortadan kalkacak ve insan kerameti yeniden inşa edilecektir. İslam dininde Allah resulü (sav) ve muhterem ehli beyti (sa) insanların gerçek önderleri ve Kur'an-ı Kerim ve maarifini en iyi bilen insanlar olarak insan şanına ve şerefine büyük özen göstermiş ve saygı duymuştur. Bu arada o hazrete mensup olan bu büyük insanların arasında İmam Mehdi (sa) zuhur ettikten sonra insanların yücelmesi ve kemale ermesi için tüm çabasını sarf edecek ve gaybet döneminde kaybettikleri şan ve şerefi yeniden ihya edecektir. Dolaysıyla ima Mehdi’nin (sa) zuhur ettikten sonra en önemli icraatlarından biri ve hatta en önemli icraatı, insan kerametinin tecelli etmesi için gereken zemini hazırlamaktır. İmam Mehdi’nin insan kerametinin tecellisi için en önemli icraatı ise insanların akıl gücünü kemale erme yönüne yönlendirmektir. İmam Mehdi (sa) dönemi, tarih boyunca tüm beşeri yetenekleri ve bilimlerin doruğa ulaştığı dönemdir. Bu dönemde ilim ve bilim insanların vücudunun en derin noktalarına kadar işleyerek gelişecektir. Beşeriyetin kurtarıcısı zuhur ettikten sonra cahillik yerini bilgeliğe bırakacak ve insanlar kaybettikleri kerameti yeniden kazanacak. Kuşkusuz insanlarda keramet kaynağı, yüce Allah’ın kullarına sunduğu hakiki tealimlerdir ve insanlar bu tealimden yararlanarak keramet ve fazilete kavuşur. Bu konuda İmam Cafer Sadık (sa) şöyle buyurmakta: İlim ve bilim 27 harften oluşur. Bugüne kadar tüm ilahi peygamberlerin insanlar için getirdikleri iki harf kadardı ve insanlar bu iki harfin dışında bir şey bilmez. Lakin Mehdi (sa) kıyam ettiğinde geriye kalan 25 harfi aşikar edecek ve insanlara öğretecek ve ilk iki harfi de ekleyerek 27 harfin tümünü yaygınlaştıracak. Bu hadis açıkça İmam Mehdi (sa) döneminde bilimde müthiş bir sıçramanın yaşanacağını ortaya koyuyor ve bilindiği üzere nerede ilahi ilim nuru varsa orada başkalarını aşağılama söz konusu olamaz ve insan kerameti başa geçer. Maalesef çağımızda batılı zalim ve sömürücü iktidarlarda zulüm ve ayrımcılıklarla insan kerameti ve hatta hayat hakkı hiçe sayılıyor. Oysa yüce Allah tüm insanları bir birine saygı göstermeye ve maddi ve manevi haklara uymaya davet ediyor. Yüce Allah insanların gerçek adaleti hak ettiğini ve hiç bir türlü sömürü ve zulüm ve zorbalığın dünyevi yaşamını heba etmemesi gerektiğini buyuruyor. Dolaysıyla insan kerametinin ihya edilmesi yolunda en önemli etkenlerden biri adalettir. Her şeyin yerli yerinde olması gerektiği anlamına gelen adalet, insanlar arasında ve beşeri toplumlarda hakim olduğu takdirde insan kerameti de ihya edilmiş olur. Bu durumda insanlar insaniyet makamı olan gerçek makamına da kavuşur. İmam Mehdi (sa) zuhur ettiği dönemde beşeri toplumun tüm alanlarında adalet inşa edilecek ve bütün insanlar adalet nimetinden eşit düzeyde yararlanacaktır. Ayrıca yeryüzünde adaletin yaygınlaşması ile birlikte insanlar hangi ırktan, soydan veya kavimden olursa olsun gerçek şeref ve kerametten nasibini alacaktır. Dolaysıyla İmam Mehdi (sa) hükümeti, zulümlere ve adaletsizliklere son veren ve insan kerameti başta olmak üzere tüm iyi ülkü ve sıfatları ihya eden bir hükümet olacaktır. İmam Mehdi (sa) ilahi destekle kıyam edecek ve beşeriyetin önünde yeni bir yol açacak ve insanlara yeni bir yaşam kazandıracaktır. İmam Mehdi (sa) hükümetinde insan gerçek kerametine kavuşur. Bu keramet beşerin maneviyatına ve yüce kemalatına dayalıdır ve İmam Mehdi (sa) adeta şefkatli bir baba misali tüm insanları bu kerametten yararlandırır. İmam Mehdi (sa) ahlaki mekarimi tamamlar, başkalarına saygısızlık ve hakaret edilmesini engeller, kullara yeni bir hayat kazandırır, hakkı inşa ve batılı yok eder. İnsanların kerametinin gelişmesinde etkili olan etkenlerden biri takva ve Allah’tan korkmaktır. Bu özelliğe karşı küstahlık ve pervasızlık yer almaktadır. Eğer insanların arasında ve beşeri toplumlarda pervasızlık ve takvasızlık yaygınlaşacak olursa ve insanlar işlerinde Allah’ı unutursa, hiç kuşkusuz çöküşe ve felakete sürüklenir ve bu da insaniyet makamının kemale ermesinin tam aksi istikametinde bir gelişmedir. İnsanların yüce Allah katında ve ayrıca toplumda şeref ve kerameti bu temele dayanır, şöyle ki, kendisine ilahi kerameti koruyan ve fıtratını her türlü kötülükten uzak tutanlar daha şerefli ve daha kerametlidir. Yüce Allah Hucarat suresinin 13. Ayetinde sizlerden en iyi olanınız en takvalı olandır şeklinde buyurması da aslında insani kerametin bir başka boyutuna işaret etmektedir. Bu keramet çaba ile elde edilir ve ilahi takva ile doğrudan bağlantılıdır.

IRIB