Şia’ya Göre İmamet Makamı Nübüvvetin Devamıdır

Şia’ya Göre İmamet Makamı Nübüvvetin Devamıdır

İlim Havzaları Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Ayetullah Rıza Üstadi, Şia inancına göre imametin nübüvvetin devamı olduğunu, ancak imama vahiy gelmediğini söyledi.

Şia’ya Göre İmamet Makamı Nübüvvetin DevamıdırءNübüvvetinءİmametءŞia’yaءTanrıءdinءİslamiyetءShiءTVshiaء 
Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Hz. Masume'nin (a.s) hareminde düzenlenen İmam Hüseyin (a.s) ve Kerbela şehitlerini anma programında bir konuşma yapan İlim Havzaları Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Ayetullah Rıza Üstadi, İslam Peygamberinin (s.a.a) seçkin ahlaki özelliklerinden söz etti. Üstadi şöyle konuştu:

Hz. Muhammed (s.a.a) hem tekvini hem de teşri-i velayete sahipti. Yüce Allah tarafından o hazrete bu âlemde tasarrufta bulunma yetkisi verilmiştir. Genel olarak peygamberlerin ve özelde Peygamberimizin gösterdiği mucizeler onların hakkaniyetinin delili olmuştur. Bu mucizeler onların Allah tarafından desteklendiklerinin göstergesi olmuştur.

Peygamberlerin daveti iki şekilde olmuştur: Ya yeni bir din getirmişler veya kendinden önceki peygamberin dinini tebliğ etmişlerdir. Fakat her halükarda insanların saadeti için gerekli olan ilahi yasaları en iyi şekilde biliyorlar ve tebliğ ediyorlardı.

Peygamberlerin bariz özelliklerinden biri onların ilminin “ledünni/Vehbi” oluşudur. Yani onların ilminin kaynağı Allah'ın ilmidir. Dolayısıyla peygamberler ğayb-i âlemle irtibat halinde olmuşlardır.

İlahi peygamberlere verilmiş makam asla onlardan geri alınmamış ve bu güzide insanlar peygamberlikten asla çıkarılmamışlardır. Şunu da unutmamak gerekir ki peygamberlik hususunda herhangi bir yaş kriteri söz konusu değildir. Zira peygamberler sıradan insanların ötesinde birtakım özelliklere haiz kimselerdi.

Dünyevi makamlar konusunda insanlar birini herhangi bir makama getirebilir ve o makamdan azledebilir veya söz konusu kişi makamından istifa edebilir. Ancak bu tür sözler ilahi peygamberler hususunda söylenemez.

İmamet makamı da nübüvvetin devamıdır. Bu şu anlama geliyor: İmam da Allah tarafından tayin edilmeli ve peygamberlerdeki özellikleri taşımalıdır. Fakat ona vahiy gelmez.

Bu esasa binaen Şia, imamet meselesini nübüvvetin bir devamı olarak görmektedir. İmam Sadık (a.s) bu konuda şöyle buyurmuştur: Eğer imamı tanımak istiyorsanız şunu bilin ki imam da bir peygamberdir fakat nübüvvet makamına sahip değildir.

İmametin doğru manasını bilmeyen kimseler onu dünyevi mevkilerle karıştırmışlar ve birilerinin imamı seçebileceğini veya görevden alabileceğini sanmışlardır. Durum böyle olunca da ona itaat meselesi peygambere itaat gibi değerlendirilmemiştir. Dolayısıyla zalim ve fasık birinin de imam olabileceğine inanılmıştır.

Oysaki Şia'ya göre imamet nübüvvetin devamı olduğu için imam da nebi gibi masumdur ve ona itaat etmek peygambere itaat etmek gibi farzdır.

Taassuptan uzak kimseler Nehcül Belaga kitabını okuduklarında şunu teslim etmektedir ki bu kitaptaki sözler sıradan bir beşerin sözleri değildir ve diğer sözler onula mukayese edilemez. Zira İmam Ali (a.s) ve diğer imamlar, peygamberler gibi Allah tarafından insanlara hidayet yolunu göstermek üzere görevlendirilmiş seçkin insanlardır. Onlara itaat Allah'a itaattir ve onlara baş kaldırmak, Allah'a baş kaldırmaktır.

Peygamberimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Her kim zamanının imamını tanımadan ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüş olur. Bu söz, her dönemde Allah katından görevlendirilmiş bir imamın olduğunun açık delili olmasının yanı sıra sözü edilen imamet makamının da sıradan dünyevi bir mevki olmadığının belgesidir.
 
shafaqna

Yeni yorum ekle