Masumiyeti

Masumiyeti

Biz Ehl-i Beyt dostlari, Peygamberleri, On Iki Imam’i masum bildigimiz gibi Hz. Fatima’yi da her çesit günah ve isyandan masum biliriz. Ehl-i Beyt Imamlari’nin masumiyetini ispat eden delil ve gerekçelerin birçogu Hz. Fatima’nin da masumiyetini ispat etmektedir. Mesela, Allah Teala’nin: “Gerçekten Allah, her çesit çirkinlik ve pisligi siz Ehl-i Beyt’ten gidermek ve sizi tertemiz kilmak istiyor”(43) ayeti o Hazret'i de kapsamina almaktadir.

Ehl-i Beyt ve Ehl-i Sünnet tarafindan nakledilen çok sayida hadisler, mezkur ayetin Peygamber, Ali, Fatima, Hasan ve Hüseyin hakkinda nazil oldugunu ifade etmektedir.

Ömer bin Ebu Seleme söyle diyor: "Mezkur ayet, Ümmü Seleme’nin evinde nazil oldu. Sonra Peygamber (s.a.a) Ali, Fatima, Hasan ve Hüseyin’i kendi yanina çagirdi ve elbisesini onlarin üzerine örtüp söyle buyurdu: “Allah’im, benim Ehl-i Beyt’im bunlardir, her çesit pislik ve çirkinligi onlardan gider ve onlari tertemiz kil.”

Ümmü Seleme: 'Ya Resulallah, ben de onlardan miyim?' dediginde Resulullah (s.a.a); 'Sen kendi yerindesin sen, de hayir üzeresin' buyurdular." (44)

Bu arada Resulullah (s.a.a), Ehl-i Beyt’i tanitmasi ve mevzuu tespit etmesi için alti ay, bir rivayete göre yedi ay, diger bir rivayete göre de sekiz ay boyunca sabah vakitleri, sabah namazina gittiginde Fatima'nin (a.s) evinin önüne gelerek: "Namaz, ey Ehl-i Beyt namaz" buyurur ve daha sonra da mezkur ayeti tilavet ederlerdi.(45)

Siyasi Mücadelesi

Hz. Ali ve Fatima (a.s), Resulullah’in (s.a.a) tekfin ve tedfin islerini bitirdikten sonra olup bitmis bir isle karsilastilar. Ebu Bekir hilafete tayin edilmis ve Müslümanlardan bir grup da ona biat etmisti.

Hz. Ali ve Hz. Fatima’nin bu durumu kabullenmeleri düsünülemezdi. Nitekim öyle de oldu. Hz. Ali, Hz. Fatima ve Hz. Ali'ye tabi olan Beni Hasim kabilesi ve ashabin ileri gelenlerinden bir grup Ebu Bekir'e biat etmekten imtina ettiler. Ebu Bekir'in alelacele hilafete getirilmesinin Hz. Resulullah'in (s.a.a) Ehl-i Beyt'i ve özellikle de Hz. Ali hakkindaki tavsiye ve buyruklariyla çelistigini savundular. Bununla da kalmayip Hz. Ali ve Hz. Fatima bu olay karsisinda Hasan ve Hüseyin’in elinden tutarak Medine’nin ileri gelen kisilerinin evlerine gidip onlari yardima çagirdilar, Peygamber’in (s.a.a) tavsiyelerini onlara anlattilar.(46)

Hz. Ali ve Hz. Fatima (a.s) bundan netice alamayinca menfi mücadeleyi baslatmaya karar verdiler. Bir kaç gün böyle geçti. Bu arada Ömer, Ebu Bekir’e; “Ali ve yakinlarinin disinda herkes sana biat etti, onlar biat etmezlerse, senin hükümetin saglam bir temele oturmus sayilmaz. Ali’yi çagir, onu biat etmeye zorla” dedi. Ebu Bekir, Ömer’in sözünü begendi; bunun üzerine Ömer'in amcasi oglu Konfoz’a: “Git Ali’ye de ki; Resulullah’in halifesi! biat etmen için mescide gelmeni istiyor!” dedi.

Konfoz, kaç defa Ali'nin (a.s) yanina gittiyse de Hz. Ali (a.s) Ebu Bekir’in yanina gitmekten imtina etti. Ömer çok sinirlendi, Halid bin Velid, Konfoz ve digerlerini yanina alarak Hz. Fatima’nin evine gitti. Kapiyi çaldi ve; “Ya Ali! Kapiyi aç” diye bagirdi.

Hz. Fatima (a.s) çok rahatsiz oldugu halde kapinin arkasina gelerek; “Ey Ömer! Bizimle isin olmasin. Birak kendi isimizle ugrasalim” dedi. Ömer; “Kapiyi aç! Yoksa evi yakarim!!” dedi.(47)

Fatima (a.s); “Ey Ömer! Allah’tan korkmuyor musun? Izinsiz olarak evime mi girmek istiyorsun?!” dedi.

Hz. Fatima (a.s) her ne ettiyse Ömer’i kararindan caydiramadi. Bilakis, Ömer, kapiyi açmadiklarini görünce; “Odun getirin de kapiyi yakayim!” dedi. (48)

Nihayet Ömer kapiyi atese verdi. Sonra da siddetle tekmelemege ve itmeye basladi. Kapi açildi, Ömer içeri girmek istedi. Hz. Fatima (a.s) Ömer’in önünü kesti. Ömer kilifinda olan kiliciyla o Hazret'i vurmaya basladi. Hazret belki de halk gaflet uykusundan uyanir ve Ali’yi savunurlar diye aglayip feryat etmeye basladi. Hz. Fatima’nin aglayip yardim talebinde bulunmalari, o tas yürekli insanlara hiç tesir etmedi. Hatta o Hazret'i dövmege basladilar ve kamçiyla kolunu morarttilar! (49)

Bilahare Hz. Ali’yi yakaladilar ve iple baglayip çekerek mescide götürmeye basladilar. Hz. Fatima (a.s), Hz. Ali’nin tehlikede oldugunu görünce ileri atilarak sikica Ali’nin elbisesinden asildi ve “Kocami götüremezsiniz” diye bagirmaya basladi. Ömer'in amcasi oglu Konfoz, Hz. Fatima’nin, Ali’nin elbisesini birakmayacagini görünce kamçiyla onun nazenin koluna vurmaya basladi. Öyle ki, hazret vefat ettiginde, henüz o kamçilarin izi Hazret'in pazisinda bir pazibent gibi görülmekteydi!

Bu arada Fatima (a.s) halkin izdihami neticesinde kapi ile duvar arasinda öyle bir sikisti ki, kaburga kemikleri kirildi ve bu darbe sonucu rahminde olan çocuk da sikt oldu! (50)

Bu hengamede Fatima (a.s) baygin düsmüstü. Bir de kendine geldiginde bakti ki, Ali’yi mescide götürmüsler. Durmak câiz degildi artik, Ali’nin cani tehlikedeydi, onu savunmasi gerekirdi. Bütün bu ezikligine ragmen kaburgasi kirilmis oldugu halde evden çikti ve Beni Hasim kadinlarindan bir grupla birlikte mescide gitti. Ali’yi tutukladiklarini görünce onlara yönelerek; “Amcam oglunu serbest birakin, yoksa Allah’a andolsun ki, saçlarimi dagitir, Peygamber’in gömlegini basimin üzerine atar, sizi Allah’a sikayet ederim! Andolsun ki, Salih'in devesi Allah'a benim bu yavrularimdan daha aziz degildir” diye seslendi.

Sonra da yüzünü Ebu Bekir’e çevirerek söyle dedi: “Kocami öldürüp çocuklarimi yetim mi birakmak istiyorsun? Onu birakmazsan saçlarimi dagitir ve babamin kabrinin üstünde Allah’i imdada çagiririm!”

Bu sözü söyledikten sonra Hasan ve Hüseyin’nin ellerinden tutarak Resulullah'in (s.a.a) kabrine dogru hareket etti... Hz. Ali (a.s) durumun çok tehlikeli oldugunu gördü, Selman’a, Fatima’yi bu isten vazgeçirmesini söyledi... Fatima (a.s) Hz. Ali’nin emrini duyunca; “O emrettigi için itaat ediyorum ve sabredecegim” dedi. (51)

Geceleyin Defnedilmesi

Hz. Fatima (a.s), imamet ugruna cani pahasina mücadele eden ilk mücahit idi. O bu mücadelesinin kiyamete kadar unutulmamasini istiyordu. O kendinden sonra gelenlere, Beni Sakife'de is basina getirilen hilafet sisteminin mesru olmadigini, bu sistemin Peygamber-i Ekrem'in kalbinin meyvesi olarak tanittigi biricik kizina ne gibi zulümler reva gördügünü bildirmek kararindaydi. Iste bunun için Hz. Ali’ye vasiyet ederek: “Beni geceleyin kefenle ve gizli olarak topraga ver. Kaburga kemiklerimi kiran, çocugumun düsmesine sebep olan ve malima el koyan kimselerin cenazemin basinda durmalarini istemem; kabrim de bilinmesin!” (52) dedi.

Hz. Ali de Hz. Fatima'nin (a.s) vasiyeti üzerine, kimseye haber etmeksizin ona geceleyin gizlice gusül verip kefenledi ve sadece Selman, Ebuzer ve Mikdad gibi birkaç özel ashabinin istirakiyle gizlice defnetti. Kabrinin taninmamasi için de defnedildigi yeri yerle bir etti ve ayrica kirk tane sembolik kabir yapti! (53)-----

-----


 

(42) - Bihar-ül Envar, c. 43, s. 56.

 

(43)  - Ahzab/33.

 

(44)  - Sahih-i Tirmizi hadis no: 3129, 3719, Yenabi’ul- Mevedde, s.125. Dürr’ul- Mensur, c.5,s.199.

 

(45) - Sahih-i Tirmizi hadis no: 3135, Müsned-i Ahmet bin Hanbel hadis no: 132231, 13529, Kesf’ul- Gumme, c.2,s.83. Dürr’ul- Mensur, c.5,s.199.

 

(46) - El-Imamet-u ve’s- Siyase, c.1,s. 12.

 

(47) Ensab’ul- Esraf, c.1,s.586. Ikd’ul- Ferid, c.5,s.12. Serh-i Nehc’ul- Belaga-i Ibn-i Ebi’l- Hadid,c.2,s.56.

 

(48) - Isbat’ul- Vasiyye,s.110. Bihar-ül Envar, c.43,s.197. el-Imamet-u ve’s- Siyase, c.2,s.12.

 

(49) - Bihar’ul- Envar, c.43,s.197.

 

(50) - Bihar-ül Envar, c. 43, s.198.

 

(51)- Bihar-ül Envar, c. 43, s. 47, 197,198. Revzat’ul- Kafi, s.199.

 

(52) - Bihar-ül Envar, c. 43, s. 199

 

(53) - Delail’ul- Imamet. Menakib-i Ibn-i Sehrasub, c.3,s.36


Yeni yorum ekle