Faziletleri

Faziletleri

Hz. Fatima'nin faziletinden su kadari yeter ki, Hz. Resulullah (s.a.a) onu, ilklerin ve sonlarin, gelmis geçmis ve gelecek olan bütün dünya kadinlarinin seyyidesi (efendisi) olarak tanitmis, Ehl-i Beyt'inden yalnizca onun ayagina kalkarak elini öpüp kendi yerinde oturtmus, ona "babasinin annesi" lakabini vermis, onun mayasinin cennet meyvesinden olustugunu, insan kiliginda cennet huriyesi oldugunu vurgulamis, ondan cennet kokusunu aldigini belirterek, onu koklamis, onun kendi parçasi ve kalbi oldugunu vurgulayarak, onu incitenin kendisini incittigini beyan etmis, hatta daha ötesi Fatima'nin rizasini Allah'in rizasinin ölçegi olarak tanitmistir. Bu hususta Hz. Resul-i Ekrem'den çok sayida hadis nakledilmistir. Biz burada sadece bazilarina isaret etmekle yetinecegiz.

Hz. Peygamber (s.a.a) söyle buyurmustur:

“Dünya kadinlarinin en üstünü dört kisidir: “Imran’in kizi Meryem, Muhammed’in kizi Fatima, Huveyled’in kizi Hatice ve Firavun’un hanimi Asiye.”(14)

Yine Peygamber (s.a.a) buyurmustur ki:

“Fatima (a.s), ilklerden ve sonrakilerden bütün cennet kadinlarinin en üstünüdür.”(15)

Hz. Resulullah (s.a.a), Hz. Fatima’ya söyle buyurmustur: “Allah Teala senin gazabinla gazap eder, senin hosnutlugunla da hosnut olur.”(16)

Yusuf bin Zebyan dedi ki; Hz. Imam Sadik (a.s) söyle buyurdu:

“Fatima (a.s), Allah katinda dokuz isimle çagrilir: 'Fatima, Siddika, Mübareke, Tahire, Zekiyye, Raziye, Merziyye, Muhaddese, Zehra.' Sonra 'Fatima'nin ne anlama geldigini biliyor musun?' buyurdu. Ben; 'Efendim bana açikla' dedim. Bunun üzerine, Imam (a.s) söyle buyurdu: 'Fatima denilmesinin sebebi, ser ve kötülüklerden masum ve mahfuz oldugu içindir.' Sonra da sunu ekledi: 'Eger Ali (a.s) olmasaydi, Adem'den kiyamete kadar yeryüzünde Fatima için layik bir es bulunmazdi.'(17)

Hz. Peygamber (s.a.a) buyurmustur ki:

“Fatima bedenimin bir parçasidir, ona eziyet bana eziyettir, onun hosnutlugu benim hosnutlugumdur ve Fatima insanlarin bana en aziz olanidir.” (18)

Ibn-i Abbas söyle diyor: "Bir gün Hz. Resulullah (s.a.a) oturuyordu. Ali, Fatima, Hasan ve Hüseyin (aleyhim’us-selam) da Peygamber’ in yanindaydilar. Bu arada Hazret söyle buyurdu: 'Allah’im, biliyorsun ki, bunlar benim Ehl-i Beyt’im ve (nezdimde) insanlarin en degerlisidirler. Allah'im, onlari seveni sev, onlara düsman olanlara düsman ol, onlara yardim edene yardim et, onlari bütün kötülüklerden münezzeh kil, bütün günahlardan koru ve Ruh’ul- Kudus vasitasiyla onlari teyit et.' Daha sonra söyle buyurdu: 'Ya Ali! Sen benden sonra ümmetin Imami ve benim vasimsin. Sen müminleri cennete dogru hidayet edeceksin. Sanki kizim Fatima’nin kiyamet günü nurdan olan bir binege bindigini, sag tarafinda yetmis bin melek, sol tarafinda yetmis bin melek, arkasinda yetmis bin melek ve önünde yetmis bin melek oldugu halde hareket ettigini ve ümmetimin mümin kadinlarini cennete götürdügünü görür gibiyim. Bes vakit namazlarini kilan, Ramazan ayinda oruç tutan, Allah’in evini ziyaret eden, malinin zekatini veren, kocasina itaat eden ve Ali’yi seven her kadin, Fatima’nin sefaati vasitasiyla cennete girecektir ve Fatima dünya kadinlarinin en üstünüdür.' Bu arada Hz. Resulullah'a: 'Fatima sadece kendi asrinin kadinlarinin mi büyügüdür?' diye soruldu. Bunun üzerine; Hazret söyle buyurdular: 'Kendi asrinin kadinlarinin büyügü olan Meryem binti Imran'dir. Kizim Fatima, geçmis ve gelecekteki bütün kadinlarin en üstünüdür..."(19)

Hz. Resulullah (s.a.a) Selman’a söyle buyurdular:

“Ey Selman! Kim kizim Fatima’yi severse cennette benimle birlikte olur; kim de ona düsman olursa atese atilir.

Ey Selman! Fatima’ya sevgi beslemenin yüz yerde insana faydasi dokunur; o yerlerin en kolayi sunlardir: Ölüm zamani, kabre koyulurken, terazi kuruldugunda, mahser günü, sirat köprüsünde ve sorgu sual zamani.

Ey Selman! Kizim Fatima kimden razi olursa ben ondan raziyim; ben de kimden razi olursam Allah ondan razi olur; Fatima kime gazap ederse ben ona gazap ederim; ben de kime gazap edersem Allah ona gazap eder.

Ey Selman! O’na ve kocasi Emir’ul Muminine, onun torunlari ve Takipçilerina zulüm edenlerin vay haline.” (20)

Hz. Resulullah (s.a.a) uzun bir hadiste söyle buyurmustur:

“Ey Fatima! Beni peygamberlige seçen Allah’a andolsun ki, ben cennete girmedikçe diger kimselerin cennete girmesi haramdir; sen benden sonra cennete girecek ilk sahissin...

Ey Fatima! Beni hak olarak meb’us kilana andolsun ki, sen kadinlarin hanim efendisi olarak cennete gireceksin...

Beni hak olarak peygamber gönderene andolsun ki, Hasan ve Hüseyin de senin sag ve solunda olduklari halde cennete girecekler; sen cennetin en yüksek yerinden halka bakacaksin, Hamt bayragi da Ali bin Ebu Talib’in elinde olacaktir...

Beni Peygamber seçene andolsun ki, senin düsmanlarina düsman olacagim; senin hakkini gasp edenler, seninle dostluk bagini kesip bana yalan atanlar pisman olacaklar, benim karsimda yer üzerinde süründürülecekler...” (21)

Hz. Resulullah (s.a.a) vefatina yakin bir zamanda Hz. Fatima’nin elini Hz. Ali’nin eline koyarak söyle buyurdular:

“Ey Ebe’l-Hasan! Bu, Allah’in emaneti ve O’nun resulü olan Muhammed’in senin yanindaki vediasidir. Öyleyse beni, O’nun hakkinda gözet ve biliyorum ki, sen bunu yapacaksin.

Ey Ali! Allah’a andolsun ki, O (Fatima), geçmis ve gelecekteki cennet kadinlarinin en üstünüdür. Allah’a andolsun ki, O, büyük Meryem’dir. Bil ki, Allah’tan O’nun ve senin için dua ettim, Allah da duami kabul buyurdu...

Ey Fatima! Allah’a andolsun ki, sen razi olmadikça ben razi olmayacagim.” (Bu sözü üç defa tekrarladi) (22)

Hz. Resulullah (s.a.a) vefat aninda Fatima (a.s)’a söyle buyurdu:

“Ey Fatima! Allah’a andolsun ki, senin aglamandan dolayi, Allah’in arsi ve onun etrafindaki melekler, gökler ve yerler ve onlarda olan her varlik aglayacaktir.” (23)

Ebu Eyyub-i Ensari söyle diyor:

Hz. Resulullah (s.a.a) hastalandi, Fatima (a.s) Hazret'in ziyaretine gelerek agladi. Resulullah (s.a.a) onun bu durumunu görünce söyle buyurdu:

“Ey Fatima! Allah Teala seni çok sevmektedir. Seni, geçmisi herkesten parlak olan ve ilmi herkesten daha çok olan biriyle evlendirdi. Allah Teala yeryüzündeki insanlara özel bir sekilde teveccüh edip onlarin arasindan beni seçti, beni mürsel bir peygamber kildi; yine yeryüzüne teveccüh etti, onlarin arasindan kocani seçti ve seni O’nunla evlendirmek ve O’nu vasi kilmam için bana vahyetti.

Ey Fatima! En üstün peygamber bizdendir, O da babandir; en üstün vasi bizdendir, O da esindir; en üstün sehitler bizdendir; Onlar da babanin amcasi Hamiza ve iki kanadiyla cennette uçan ve istedigi yere giden babanin amcasi oglu Cafer’dir; cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyn bizdendir; Onlar da senin evlatlarindir. Canim elinde olan Allah’a andolsun ki, bu ümmetin Mehdisi bizdendir, O da senin torunlarindandir.” (24)

Yine Hz. Resulullah (s.a.a) buyurmustur ki:

“Eger iyilik ve güzellik bir sahis olmak isteseydi, o mutlaka Fatima olurdu; oysa Fatima ondan daha üstündür. Kizim Fatima soy, yücelik, keramet ve bagis bakimindan yeryüzündeki insanlarin en üstünüdür.” (25)

Emir’ul-Muminin Ali (a.s) söyle buyurmustur:

“Allah’a andolsun ki, simdi öyle bir söz diyecegim ki, benden baska kim o sözü söylerse yalancidir: Ben alemlere rahmet olan Peygamber'den miras aldim, esim (Fatima) ümmetin kadinlarinin en üstünüdür; ben de vasilerin en üstünüyüm.” (26)

Hz. Ali (a.s) Hz. Fatima (a.s) hakkinda söyle buyurdular:

“Allah’a andolsun ki, ben O’nu (Fatima’yi) kesinlikle öfkelendirmedim; hayatta oldugu müddetçe onu sevmedigi bir ise mecbur etmedim; O da beni öfkelendirmedi, bana karsi gelmedi; Ona baktigimda bütün gam ve üzüntüler kalbimden yok olup giderdi.” (27)

Hz. Ali'nin (a.s) söyle buyurdugu nakledilmistir:

“Allah’a andolsun ki, Fatima’yi kendi gömleginde yikadim, tertemiz idi, Resulullah’in henutundan kalan henutla onu henutladim. Onu kefenledikten sonra; ‘Ey Ümmü Gülsüm! Ey Zeyneb! Ey Sekine! Ey Fizze! Ey Hasan! Ey Hüseyn! Gelin annenizle vedalasin, ayrilik vakti yetismistir, görüsmek cennet ve kiyamete kalmistir’ diyerek onlari çagirdim. Hasan ve Hüseyn öne gelip aglayarak; 'Ey Hasanin annesi! Ey Hüseyn’in annesi! Ceddimiz Muhammed Mustafa’yi gördügünde selamimizi O’na ilet ve O’na de ki, senden sonra yetim kaldik' diye annelerini sesleyip O’nunla konustular.

Allah sahittir ki, Fatima sizladi, feryat etti, ellerini kefenden çikarip onlari bagrina basti, bu esnada gayptan söyle bir ses geldi: “Ey Ebe’l-Hasan! O ikisini annelerinin gögsünün üzerinden kaldir. Allah’a andolsun ki, göklerin meleklerini aglattilar, dost (Allah), dostu (Fatima’yi) görmege müstaktir...” (28)

Imam Hasan (a.s) da annesi hakkinda söyle diyor:

“Cuma gecesi annem Fatima (a.s) mihrapta durup ibadete koyulmustu, safak atincaya kadar hep rüku ve secde halindeydi; mümin erkek ve kadinlarin ismini zikredip onlar için çok dua edip fakat kendisi için Allah’tan bir sey istemedigini gördüm. Bunun üzerine anneme; "Ey anne! Neden digerlerine dua ettigin gibi kendin için de dua etmiyorsun?' dedim. Buyurdular ki: 'Evladim! Önce komsu sonra insanin kendisi." (29)

Imam Hüseyn (a.s) Resulullah (s.a.a)’in söyle buyurdugunu naklediyor:

“Fatima kalbimin sevincidir; iki oglu kalbimin meyvesidir; esi gözlerimin nurudur; evlatlarindan olan Imamlar, Rabbimin eminleri ve O’nunla yaratiklari arasinda iliski bagidirlar; kim o baga sarilirsa kurtulur, kim de ondan ayri kalirsa helak olur.”(30)

Imam Muhammed Bakir (a.s) da babalarindan naklen söyle buyurmustur:

“Resulullah'in (s.a.a) kizi Fatima'nin (a.s) “Tahire” lakabiyla adlandirilmasi, her denes ve refesten (kir, leke ve çirkin seylerden) tertemiz oldugu içindir...” (31)

Imam Sadik (a.s) da söyle buyurmustur:

“Fatima (a.s) hayatta oldugu sürece Allah Teala diger kadinlari Hz. Ali (a.s)’a haram kilmisti; çünkü Hz. Fatima (a.s) kadinlarin gördügü adetten pâk idi.” (32)

Imam Riza (a.s) babalarindan naklen Resulullah'in (s.a.a) söyle buyurdugunu nakletmistir:

“Miraca gittigimde Cebrail (a.s) elimden tutup beni cennete götürdü, cennet hurmasindan bana verdi, ben de onu yedim. O hurma benim sirtimda nütfeye dönüstü. Yeryüzüne döndügümde Hatice’yle birlikte olduk, O Fatima’ya hamile oldu. Binaenaleyh Fatima insan seklinde olan bir huridir. Cennetin kokusunu özledigimde kizim Fatima’yi kokluyorum.” (33)

Imam Ali Naki (a.s) babalarindan naklen Resulullah'in (s.a.a) söyle buyurdugunu nakletti:

“Kizim Fatima’nin “Fatima” adlandirilmasinin sebebi, Allah Teala’nin O’nu ve dostlarini cehenneme atesinden ayirmis ve uzaklastirmis oldugu içindir.” (34)

Imam Hasan Askeri (a.s)’a; “Fatima (a.s) neden “Zehra” olarak adlandirilmistir?” dediklerinde Imam (a.s) söyle buyurdular:

“Fatima (a.s)’a “Zehra denilmesinin sebebi sunun içindir ki yüzü, günün baslangicinda Emir’ul-Muminin (a.s) için günes gibi nur saçiyordu, ögle vakti dolunay, aksamleyin ise yildiz gibi parliyordu.” (35)

Ebu Ömer el-Amiri söyle diyor:

Ibn-i Ebu Ganim-i Kazvini ile bir grup Ehl-i Beyt taraftari arasinda hilafet konusunda niza çikti. Ibn-i Ebu Ganim, Ebu Muhammed (Imam Hasan Askeri)’in, kimseyi yerine tayin etmeden öldügünü söylüyordu. Ehl-i Beyt taraftarlari da tayin ettigini savunuyorlardi. Bunun üzerine Imam Mehdi (a.s)’a bir mektup yazarak durumu Hazrete bildirdiler.

Imam Mehdi (a.s) cevaben kendi yazisiyla onlara söyle yazdi:

“Bismillahirrahmannirrahim. Allah bizi ve sizi fitnelerden korusun ve yakin ruhunu bizlere bagislasin... Allah Teala Adem (a.s)’in zamanindan Ebu Muhammed (a.s)’in zuhuruna dek hidayete ermeniz için hidayet nisaneleri sizin için karar kilmistir; bir yildiz (Imam) battiginda (öldügünde) diger yildiz asikar olmustur. Allah Teala O’nun ruhunu kabzettiginde Allah’in kendi dinini batil ettigini ve kendisiyle yaratiklari arasindaki sebep ve irtibati kestigini zannettiniz. Oysa kesinlikle böyle bir sey olmamis ve kiyamete kadar da olmayacaktir...

Ben size nasihat ettim, Allah bana ve size sahittir... Resulullah’in kizi Fatima (a.s)’da benim için örnek vardir; (buyurmustur ki:) “Cahil, amelinin kötü neticesinde yakin bir zamanda helake ugrayacaktir; kafir de ahiret yurdunun kimin oldugunu yakin bir zamanda anlayacaktir.”

Allah Teala bizi ve sizi kendi rahmetiyle tehlike ve kötülüklerden, afet ve belalardan korusun. Allah Teala istedigi seye kadirdir. Allah’in selam, rahmet ve bereketi bütün vasi, evliya ve müminlerin, Muhammed ve Ehl-i Beyt’nin üzerine olsun.” (36)


-----------------


 

(14) - Kesf’ul- Gumme, c.2,s.76, Bihar-ül Envar c. 8, s. 178, c. 43, s. 19, 36.

 

(15) - Kesf'ül- Gumme c. 2, s. 76, Bihar-ül Envar c. 14, s. 206, c. 43, s. 21, 37.

 

(16) - Kesf'ül- Gumme, c.2,s.84. Usd’ul- Gabe, c.5,s.522, Bihar-ül Envar c. 27, s. 70, 37, 70, 43, s.19, 20, 21, 42, 46, 48, 53, 54, 220.

 

(17) - Bihar-ül Envar c. 43, s. 10, Kesf’ul- Gumme, c.2,s.89.

 

(18) - Kesf'ül Gumme c. 2, s.92, Bihar-ül Envar,43, s. 26, 39.

 

(19) - Bihar’ul- Envar, c.43, s. 24.

 

(20) - Feraid’us- Simtayn, c.2, s.67.

 

(21) - Bihar’ul- Envar, c.22, s.491.

 

(22) - A.K. c.22, s.484-491.

 

(23) - A.K. c.22, s.484- 491.

 

(24) - Bihar-ül Envar c. 37, s. 41, c. 43, s. 97 Ayrica bu hadis, Bihar-ül Envar kitabinin c. 28, s. 52, c. 36, s. 307, 369, c. 38, s. 11, c. 51, s. 76, 79, 91'de benzeri tabirlerle Selman-i Farisi, Ebu Said-i Hudri'den de rivayet edilmistir. Yine bkz. Yenabi’ul- Mevedde, s.436. Mütahab’ul- Eser, s.192.

 

(25) - Feraid’us- Simtayn, c.2, s.68.

 

(26) - Bihar’ul- Envar, c.43, s.143.

 

(27) - A.K. c.43, s.134.

 

(28) - A.K. c.43, s.179-180.

 

(29) - A.K. c.43, s.81.

 

(30) - Feraid’us- Simtayn, c.2, s.66.

 

(31) - Bihar’ul- Envar, c.43, s.19.

 

(32) - Menakib-i Ibn-i Sehrasub, c.3, s.33.

 

(33) - Avalim’ul- Ulum ve’l- Meaarif, c.11, s.10.

 

(34) - Bihar-ül Envar c. 43, s. 16, Avalim’ul- Ulum ve’l- Meaarif, c.11, s.30.

 

(35) - Bihar-ül Envar c. 43, s. 16, Avalim’ul- Ulum ve’l- Meaarif c.11, s.33.

 

(36) - Bihar’ul- Envar, c.53, s.179-180.


Yeni yorum ekle